
01 Eki Glokom nedir?
Halk arasında “Göz Tansiyonu” ya da “Karasu Hastalığı” olarak bilinen glokom, göz içi basıncının sıklıkla yükselmesi nedeniyle görme sinirinin zarar görmesidir
Buna bağlı olarak kişinin görme alanı yavaş yavaş daralır. Kendini hastalığın en son aşamalarında fark ettiren sinsi bir hastalık olan glokom, geç tanı konulduğunda görme sinirinde onarılması mümkün olmayan ciddi tahribatlar oluşturabilmektedir.
Normal bir gözde göz sıvısı devamlı olarak üretilir ve dengeli bir şekilde emilerek boşaltılır. Böylece göz içi basıncı normal düzeylerde kalır.
Genelde 20–21 mm Hg’in altındaki göz tansiyonu normaldir. Ancak daha alt seviyelerdeki tansiyonda bile glokom hastalığı görülebilir.
Üretilen göz sıvısının boşaltılması engellenirse göz içi basıncı artar ve Açık Açılı Göz Tansiyonu hastalığı (Glokom) oluşur ki bu en sık karşılaşılan glokom şeklidir. Burada, göz sıvısının kan damarlarına ulaşmasını sağlayan kanalcıklarda normalde olmaması gereken bir tıkanıklık durumu söz konusudur ve biriken göz sıvısı göz içi basıncını arttırır.
Göz içi basıncının yüksek olması göz sinirine zarar verir ve tedavi edilmediği takdirde körlüğe kadar giden görme kaybına neden olur.
Açık açılı glokom
Açık açılı glokom, en yaygın tiptir. Bu tip glokomda optik sinir, biraz hasar görür. Bu da yavaş yavaş görüş alanının kaybına yol açar. Bir göz, diğerinden daha fazla etkilenebilir. Bazen görüş alanınızın çoğu, onu fark etmeden kaybolabilir.
Kapalı açılı glokom
Kapalı açılı glokom, en az görülenidir. Glokomların yaklaşık yüzde 10’u, kapalı-açıdır. Bu tip glokomda, gözün renkli kısmı (iris) ve lensler, gözünüzün odacıkları arasında sıvı hareketini engeller. Bu, basıncın birikmesine ve irisin gözün boşaltım sistemine baskı yapmasına neden olur.
Benzeri bir şekli de ani (akut) kapalı-açılı glokomdur. Çoğunlukla bir acil durumdur. Bu akut şekline yakalanırsanız, gözünüze kalıcı zarar gelmesini önlemek için hemen tıbbi yardıma ihtiyacınız olacaktır.
Doğuştan gelen glokom
Doğuştan gelen glokom, bazı bebeklerin doğuştan sahip olduğu ender görülen bir glokom çeşididir. Bazı çocuklar ve genç yetişkinlerde hastalığın bu tipine yakalanabilirler. Glokomu erken keşfetmek ve tedavi ettirmek, körlüğü önlemek için önemlidir. Hastalık için yüksek risk taşıyorsanız, hiçbir belirtiye sahip olmasanız bile bir göz doktoru (oftalmolog) tarafından kontrol edildiğinizden emin olun.
Glokoma yakalanma riskiniz, 40 yaşından sonra ve 70 yaşından sonra hızla artar. Irk, aynı zamanda bir etmendir. Siyahilerin hastalığa yakalanmaları beyazlara göre daha muhtemeldir. Şeker hastalığınız varsa, yüksek miyopi kusuru varsa veya yakın aile üyelerinden birinde glokom varsa da risk grubundasınız.
Belirtileri nelerdir?
Glokomda,göz içindeki sıvı basıncı yükselmesi, görme yeteneği için gerekli olan görme sinirinde hasara ve görme kaybına neden olur. Primer açık açılı glokom, dünyada bilinen glokoma bağlı körlüğün en sık sebebidir. Genellikle belirti vermez, sessiz ve gizli şekilde ilerler.
Glokom riskini artıran faktörler nelerdir?
İlerleyen yaş, ailede glokom öyküsü, sigara, şeker hastalığı, myopi, hipermetropi, yüksek – düşük kan basıncı, uzun süreli kortizon kullanımı, migren, gözde ağır iltihaplanma ve enfeksiyon öyküsü, önceden geçirilmiş göz ameliyatları ve göz yaralanmalarıdır. Glokom herhangi bir belirti vermediğinden ve oluşan görme kaybı geri döndürülemediğinden erken tanı çok önemlidir. Hastalık ne kadar erken tespit edilirse, görme kaybı da o derece az olacaktır.
Nasıl teşhis edilir?
Tonometre denilen cihazlarla göz tansiyonunun ölçülmesi, göz siniri hasarının değerlendirilmesi (Göz dibi muayenesi, OCT ve HRT ileri teknoloji ürünü tetkik cihazları), görme alanı testi ve göz drenaj açısı incelenmesi (Gonyoskopi), görme siniri ve sinir lifi tabakasını inceleyen ileri yöntemler OCT(optik siniri tomografisi) ve HRT(sinir lifi analizi) cihazlarıdır ve glokomun teşhis ve tedavisinin planlamasında büyük önem taşırlar.
Tedavisi nasıldır?
Tedavide öncelikle göz içi basıncını düşüren ilaçlarlar verilebilir. Gerekirse lazer ve cerrahi tedavi de uygulanabilir. Dar açılı glokom ise genelde ani bir krizle ortaya çıkabilen, bulantıyla kusmaya neden olacak kadar yoğun göz ağrısı, bulanık görme ve gözde kızarıklık ile karakterize diğer bir glokom tipidir.
Acil tedavi edilmezse görüş kaybedilebilir. Bebeklerde görülen glokomda şiddetli sulanma, ışığa hassasiyet, gözde büyüme ve gözde grileşme vardır. Doğuştan görülen glokomda tedavi esas olarak cerrahidir.
.
No Comments